TÜRKÇESİ YOL OLAN DİN KAVRAMI NEDİR
Eski çağlarda, insanların bir kabile veya klana bağlı yaşaması zorunluluğu olan devirlerde dinler toplumları bir yere vardırabildiler ama şimdi bireysel yaşam var. Artık insanlar bireysel yaşayabiliyorlar. Bir kabileye bağlılık mecburiyeti yok. Bu yüzdende Tanrıya bireysel olarak yönelebilirler. Dinlere ihtiyaçları yok.
Kabirlere gidip oralardan medet bekleyen cahilleride uyarın. Oralarda bir enerji yoktur. Kutsal olan insanların enerjisi toprakta kalmaz. Tanrı enerjisine karışır. Toprakta kalanlar ise insanlık vasfını kaybetmiş karanlık ve dağınık enerjilerdir.
Biz özgür olmaya çağrıldık. Ancak özgürlük nefsani benlik için fırsat olmasın. Kötüye kullanılabilme derecesinde bağımsız bir özgürlük vardır. Fakat buna anarşi denir, özgürlük doğru yolu seçmeniz içindir. Aklımıza her geleni yapamazsınız. Canınızın çektiği her şeyi alamazsınız.
Ruhunuz esas kimliğinizdir. Ruhunuz özünüzdür. Tanrının size verdiği ve size kendini ve Tanrıyı bilme yeteneğini sunan Tanrısal özünüzdür. Yani sizin kendinizdir. Zihniniz doğduğunuz andan itibaren yüklendiğiniz kimlik şartlanmalarıdır. Yanılsamalarla doludur. Ruhunuzun kontrolünü zihninize bırakmayın. Zihniniz beyninizin bir ürünüdür ve beyinle birlikte yok olacaktır ama ruhunuz kalıcı olandır. Ruhunuz zihninizin hakimiyeti altına girip nefsani yete saparsa körelir. Işığı söner ve zayıflar öyle ki ileri derecede nefsani sapmalarda karanlığa yenilir ve sonuçta yok olur. Bu türden kötülükte ileri gidenler yaşayan ölülerdir ve fiziksel ölümle birlikte ruhları da farkında olma, kendini bilme özelliğini kaybedecektir.
Kurtuluş çağrısı tüm insanlaradır. İnsan kurtuluş davetini kabul edebilir, umursamayabilir, ret edebilir ya da bu daveti yapanlara düşman olur çünkü kötülükleri ışıkta herkese görünür hale gelecektir.
Bir kez Kutsal Ruh çemberine alınmış oldukları halde yoldan sapanları yeniden tövbe edecek duruma getirmek mümkün değildir. Tanrı onlardan bu özelliği geri alır. Varlıklarını ebedi yaşama kavuşturacak olan maya onlardan geri alınır ve yok olurlar.
Doğru kişiler neredeyse yok. Anlayan kimseler yok gibi. Gerçeğin Tanrısını arayan yok mu?
Çoğu insan, yolcu doğru yoldan ve kendi özünden saptı. Tümü neredeyse, yararsız varlıklar oldu. İyilik edenleriniz yok gibi. Sizler, çok büyük bir çoğunluğunuz bu zamanlarda içinde yaşadığınız suçlardan ve yanlışlardan ötürü ruhen ölüsünüz. Ruhlarınızı öldürdünüz. Yanlışta ısrar ederek varacağınız yer ebedi ölümdür. Sırf vicdanlarınızı rahatlatmak için bir din aramak, kendi kendinize günahlarınızın affolunacağı muskalara, yada boş kabirlere, yerlere ve şer kurnazı din adamı görüntüsü verenlere yönelmek azap çocukları olmaktan, ilahi adaletten sizleri kurtaramaz.
Din aramak Tanrıyı aramak değildir. Hele ki nefsaniyetlerini din yapan iblisler, başkalarının özgür iradeleri ile gerçekleri öğrenebilmesini yalan ve iftira ile fesat ve tehdit ile engelleyen şeytanlar, bilin ki, ateşle ilgili ayetler esasta sizleri bekliyor...ateşe doğru koşuyorsunuz ama biz sizi ışığa, yaşama çağırıyoruz. Size inanan cahiller ise toprağın bağrında uyandırılmayacak ve yok olup gideceklerdir.
Tanrı bizim bilincimizin aydınlanmasına önem verir. Kalplerimizin temizliğine önem verir. Bu manada yapılan hizmetlere önem verir yoksa gelişigüzel yapılan hayratlar, çeşmeler, menfaat beklentisiyle yapılan ibadetler bir anlam ifade etmez. Yükselmemiz açısından fazla bir önemi yoktur. Hayvanlar içinde sulaklar yapılıyor ama bunlar onların etinden, sütünden faydalanmak amacıyla yapılıyor. İnsanlara da bir karşılık bekleyerek yaptığınız iyilikler sizin bilincinizin yükselip saflaşması anlamında yararlı olmaz. Yararları beklediğiniz karşılıklar kadardır. Yine cennet menfaatleri beklentisiyle oluşan inançlar faydasız ve boştur. En doğrusunu Tanrı bilir ve yapacaktır şüphesiz.
Yargılamak, lanetlemek, öç almak ruhsal olarak olgunlaşmamış tarikat ya da kabile insanlarının özellikleridir. Kendilerine tabi olmayan herkese savaş açarlar. Önemsiz sebeplerle ceza verir can alırlar. Öldürmeye azmettirebilirler. Hükmettiklerinin bu ezik hallerinden zevk alırlar. Tüm bu yaptıklarını da yine kendi yarattıkları bir ilaha atfederler. Bir kabile ilahı. Kendisi için savaşan ve öldürenler isteyen bir ilah. Buna karşılık cennet denilen bir mekanda tüm bedensel şehvetlerin tatminini sonsuz garantileyen bir ilah. Sezgiler tamamen şeytanidir. Yeşua'nın sunmuş olduğu sevgi Tanrısından tamamen uzak bir yapı.